Antakya'nın etrafı Seleukus döneminde yüksek surlarla çevriliydi. Surlar
üzerinde 360 nöbetçi kulesi ve Habib Neccar Dağı'nın en yüksek ve sarp tepesinde
de halen kalıntıları olan bir iç kale bulunuyordu.
Demirkapı: Hacıkürüş deresinden gelen şiddetli selleri kontrol
edebilmek için Habib Neccar Dağı ile Haçdağı'nı birbirinden ayıran derin ve dar
vadi üzerinde surların devamı niteliğinde yüksek ve sağlam bir duvar olarak
yapılmıştır. Aynı zamanda şehrin giriş kapılarından biri olarak kullanılan bu
duvar günümüzde hala ayaktadır.